Küçük tefek garsonlar masalardan masalara dumanlari tuten kaseler, igi tepeleme balik kizartmasi mahmul tabaklari ko§turmakta idiler. Piring kaselerini aceleyle herkesin onune birakiyorlardi. Ben, bu koku balik kokusu mudur, kuf kokusu mudur diyerek du§unurken ansızın Tommy’yi hatirladim ve duydugum kokuyu sevmeye gali§tim. Tommy de benimle ayni ugaktaydi, lakin §ehre inerken bir gudbay demeyi da unutmu§tu. Lokantada bo§ masa yoktu. Ancak bazi masalarda bo§ kalmi§ birlik tuk iskemleler vardi. Garsonun biri kıç altinda dikilip durmayayim diye olacak, ne dedigini anlayamadigim bir§eyler mirildanarak bu bo§ sandalyelerden birini altima suruvermi§ti. Ben de boylece mecburen oraya oturmu§ bulundum. O an’da bir ba§ bana dogru kalkti.
Kendimi Tezel’e boyle dilenen baki§larla bakarken belirlemek uzereydim yalnız, Ay§en beni benden once yakalami§ olmali:
Bunlari üstelik dedim. Sava§tim dogrusu. Oysaki ben sava§ gonullusu olmamaya bir posta karar vermemi§ miydim? Buyuklerimin daima elleme du§lerle yatip kotu sabahlarla kalktiklarini gore gore, kiz sen uyurken bile bunal, uyaninca henüz az bunalmi§ olursun, niteleyerek ogutler verirdim kendime.
Oglum, Yilmaz’im, bu defter bir gun benden sana tereke kalirsa, hayatin adam omru igin surprizlerle yoğun oldugunu unutma. §erefli bir Turk subayinin da a§ka ve kadina susayabi- lecegini unutma. §unca yillik omrunde gonul susuzlugu duymami§, duymayi da kendine zul addetmi§ bir baba olarak beni affetmeni hassaten dileme ediyorum. Olumun e§iginden donmu§ ve Birle§mi§ Milletler kuvvetleri tarafindan köle kampindan kurtarilmi§ kâin baban, izinli gonderildigi Tokyo’da siteye gidelim a§klarin en ulvisini ya§süfli. §imdi de, siteye ulaşalım o a§hınç en ulvi hislerini ayni tazelikle kalbinde evet§atmaktadir.
ilter gittikten kisa bir sure sonrasında kantine rebabi, uzun ve kisa yağız sagli bir kiz geldi. Onu seger segmez ba§imdan yukari bir sicaklik gikti.
Bunu ben soyluyorum. Hem bile Ercan’in kulagina, onunla ba§ba§a kalmaktan ote higbir §ey istemedigimi sandiracak bir sesle.
Hayrettin Ozkan, Tezel’in sozunden pek ho§nut, yalnız Nuri§ hanimefendi birçok gabalasa, o ho§nutlukta kendine agilan yere rahatga yerle§emiyor. Arada bir:
Hayranlikla bakiyor bana. ikide bir tutturdugu ‘yatalim’lar ne soz? Artik defa surulmeye yürek edilemeyecek şerif bir varligim. Meryem Anne’yim. Olympos tanrigasiyim. Sami’nin gergek sevginin i§te bu olduguna inanan, buna kavu§maktan co§an baki§lari: Ah i§te a§k bu, a§k bu, a§k bu!
O gün anladim ki Tommy bu yiyecekleri begenip yemedigi igin toparlanamiyor. Benim sava§ arkada§ima da, ne olursa olsun bunlari yedirmeliydim. Kendisine dedim ki:
Ali Becerikli’yi tanimanizi isterdim. Onu taniyanlarin insanimiza guveni artar. Ali Mahir’yi taniyan igin, halkini sevmek soyut bir §ey olmaktan gikar. Ona duydugum saygi ve guven, halkima duydugum guven ve saygiyla ozde§le§mi§tir.
“Ben her yerde olurum. Bundan boyle ben her §eye bula§abilirim, lakin bana bir zerre bula§maz.â€
Demek higbir §eyin ustune gikamami§ti. Hem §a§hınç bir Ay§en ne bilecek bu sozun, ‘Oyle evet, igerden giktigindan buyana bana dokunmak istemeyen bir Omer, beni dunyasindan kapi di§ari etmi§ bulunuyor. Yollarimiz ayriliyor,’ anlamina geldigini?
“Bir ko§eye hiçbir ba§ina atilmi§, gelenin gegenin bilmeden bacak ucumuza surukledigi §u bölge kaptan i§te.â€
Kotu acila§tim bu son aylar. Meğer Açık deniz’i yalniz sevmem degil, saymam da onun ki§iliginden mevrut bir §eydi.